Dj AtE$.y!z
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

$$ ÖZGÜN B!YQGRAF!S! $$

Aşağa gitmek

$$ ÖZGÜN B!YQGRAF!S! $$ Empty $$ ÖZGÜN B!YQGRAF!S! $$

Mesaj  burcu admin Salı Eyl. 02, 2008 11:58 am

19 Ekim 1979’da Eskişehir’de doğdum. Çalışan bir anne- babanın çocuğuydum. O zamanlar annem sekreter, babam memurmuş. Tek çocuk olarak büyüdüm… Hayatımdaki en önemli kişilerden biri dedem İlyas Küçükcan’dır. Dedem eğitimci ve yazardı.

8 yaşındayken Eskişehir Anadolu Üniversitesi Çocuk Korosu’na girdim. Daha o yaştayken bile tek hayalim konservatuvara gidebilmekti. Ancak babam bu konuya pek de olumlu yaklaşmıyordu. O konservatuvara torpille girilebileceğine inandığı ve de bu konuda benim üzüleceğimi düşündüğü için beni sürekli bu fikirden uzaklaştırıyordu.
Ama ben çok direndim ve de sınav sabahı uyuya kalan babamı zorla uyandırarak konservatuvar sınavına girdim. Sınavda parmaklarıma ve dişlerine baktılar. Aralık olan dişlerimden acaba hava kaçırır mıyım diye korktular herhalde.

Sonuçlar açıklandı, viyola bölümünü kazanmıştım. Annem ve babamla birlikte ansiklopediden viyolayı arayıp bulduk ve nasıl bir enstrüman olduğunu o zaman öğrendim. Çünkü o zamana kadar viyola diye bir enstrüman hiç görmemiştim.11 yaşımda tek başıma Ankara’nın yolunu tuttum… Ankara Devlet Konservatuvarı’nda yatılı olarak okumaya başladım. O okuldaki hele yatakhanedeki ilk günlerimi hiç unutmam. Herkes ailesinden uzak olduğu için ağlıyordu ama ben hedefime ulaştığım için çok mutluydum. Ailem harçlık yolluyordu ama ben o parayı okuldan kaçıp arkadaşlarımla atari oynayarak harcıyordum. Tabii sonra da aç kalmamak için peynir ekmeğe talim ediyordum. Öğretmenlerim benden memnundu ama hepsinin ortak kanaati aynıydı. “Çok yeteneklisin ama çalışman gerekir”… Yani çok çalışkan değildim… Bir yandan da gitar çalıyordum kendi kendime… 16 yaşındayken bu işten para kazanmaya başladım. Tabii hem gitar çalıp, hem şarkı söyleyerek.

Önce kafelerde sahneye çıkmaya başladım. İlk işimden 500 bin lira almıştım. Yatılı okuduğum için tabii ki sahneye çıkma konusunda çok zorlanıyordum. Okuldan kaçıyor, sahne programımı yapıyor ve gece 03’de tekrar sessizce yatakhaneye giriyordum. Yani o dönem hep kapı yerine pencereyi kullandım. Bu arada ailem okurken çalışmama karşı olduğu için çalıştığımı onlardan da saklamıştım.

Kafelerden barlara transfer oldum. İlk bar çalışmam çok beğenildi ve epey bir popülerlik kazandım. Tabii yaşım küçük olduğu için sanırım bu beni şımarttı ve patrona şartlar öne sürmeye başladım. Sonuç: İşime son verildi… Artık işsizdim… Neyse ki bu dönem çok uzun sürmedi yine barlarda iş buldum. Gece 24’de sahne alıp, sabahın ilk ışıklarında sahneden iniyordum. 5 kişilik orkestramla yine çok popüler oldum. Her şey yolunda gibi görünse de ters giden bazı şeyler de vardı… Geceleri çok geç yattığım için viyola çalışmalarım etkilenmeye başlamıştı. Çünkü ben viyoladan çok şarkı söylemeye zaman ayırıyordum.

Mezuniyet dönemim gelip çattığında içimi “ya mezun olamazsam” korkusu sardı. Her şeyden elimi eteğimi çektim ve kendimi okulun çalışma odasına kapatıp sabahlara kadar viyola çalıştım. Bu sıkıntıları unutturacak bir sonuçla okuldan mezun oldum. 100 üzerinden 99 aldım…Okulda kalmam için teklif geldi. Kabul ettim ama bir yandan da bar çalışmalarına devam ediyordum. Bu arada Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda da çalışmaya başladım. Araya bir de master sıkıştırdım ve Polonya’ya gidip master class çalışması yaptım. Polonya dönüşü okulun oda orkestrasında da çalışmaya başladım. Bir yandan da senfoni orkestrası ve dışarıda da bar çalışmalarım devam ediyordu. Tam bir üçgen oluşmuştu. İtiraf etmeliyim bir yanda klasik müzik, öte yanda pop, tam bir ikilem yaşadım o dönemde… Tabii ki amacım senfonide kadrolu olarak yer alabilmekti. Ama zaman içinde bu ihtimalin zayıfladığını gördüm ve sonunda klasik müzik ile yollarımı ayırmaya karar verdim.

Bu arada pop müzik sanatçıları değil ama kendi sözlerini ve müziklerini yapan sanatçılar benim çok dikkatimi çekiyordu. Bu konuda kendimi yokladım ve bir de baktım besteci kimliğim beni başka bir yöne çekiyor. Artık ben de söz yazıp, beste yapıyordum.

Evet baktım ki başta “Elveda” olmak üzere şarkılarım çok beğeniliyor ve isteniyor hemen orkestra arkadaşlarımla içinde Elveda,Günahkar,Yanarım,Yıllar yılı ve Eyvah'ın olduğu 5 şarkılık bir demo kaydettik ve benim Istanbul gelgitlerim başlamış oldu. Bu dönem içerisinde bir kaç plak şirketiyle görüştüm ama istediğim şart ve sonuçları elde edemedim.Zaman zaman hayal kırıklıkları,üzüntüler yaşasam da bunlar beni yolumdan döndüremedi tabi ki bir kere bir yola çıkmıştım, başarmadan geri dönmek söz konusu bile olamazdı...Bu sırada kayıtları yaptığımız sevgili Volkan’ın stüdyosu Detay’da o zamanlar tanımadığım ama Volkan’ın yakın arkadaşı Ender Cabuker şans eseri şarkılarımı dinlemiş ve çok beğenmiş, çok sevgili abim Fatih Yıldız’la üzerinde düşündükleri proje için çok uygun bulmuşlar beni.Neyse gel zaman git zaman çalışmalarımız hızlanmış ve ortaya “Kandırman Lazım” çıkmış, Ender’de Seytan’ın ilk çalışmalarına başlamız biz de iyice heyecanlanmaya başlamıştık.Artık bir an önce olsun istiyorduk ve olacağına da emindik .Ama olmayacak bir şey oldu ve dünyanın en önemli şirketlerinden birinin Türkiye ayağı kapandı. Ve bizde bu şirketle anlaşmanın sonuna gelmiştik.Bir anda yıkıldık.Ama şimdi düşünüyorum da gerçekten her işte bir hayır varmış...Düşünsenize bir kaç ay önce anlaşmamız yapılsaydı durum ne kadar farklı olurdu:)

Neyse sonunda Tolga Tezsevin ile tanıştık ve her şey bir anda değişti, hızlandı ve yol almaya başladı. Tolga’nın inancı ve disiplini bizim hırs ve hevesimizle birleşince kendimi Istanbul’da ailem evimi taşırken studyoda şarkı söylerken buldum. Hayatımın hem en güzel hemde en sıkıntılı dönemleri başlamıştı artık.Korkular endişeler ve aklımızdaki acabaların üstüne bir de bu koca Istanbul bir anda beni sudan çıkmış balığa çevirmişti.Albümüze en son eklenen “Aşk Ciçeği” ve “Yokluğunun Zulmune” şarkılarıyla da repertuar tamamlanmış, kayıtlar bitmiş ve albüm hazır hale gelmişti.Bu sırada bizim hiç bilmediğimiz birşey vardı…

Iş albüm yapmakla bitmiyordu, şimdi onun tanıtım pazarlama ve promosyon dönemiydi. Bana bu yolda hep ışık olan Bircan Abla’mla tanıştık. Tesadüfen hayatıma giren Bircan Usallı Silan,Figen Aktar, Mutlu Karaer kısacası N 1 ile ekibimiz de tamamlanmış oldu:):)Hemde nasıl bir ekip:)En zor günlerimde yanımda olduğunuz ve beni her zaman bir evlat ve bir kardeş gibi gördüğünüz için hepinize sonsuz teşekkürler… Hepinizi çok seviyorum:)Smile

Zaten sonrasını çok yakından izlediniz ve takip ettiniz, her şey sizler içindi ve sizler beni asla yalnız bırakmadınız her şey için sonsuz teşekkürler:)SmileSmile Elveda,Seytan,Yanarım,Kandırman Lazım,Günahkar ve Aşk Ciçeği kliplerimle şarkılarım tüm radyolarda ve müzik kanallarında 1 numaralara kadar yükseldi ve bana başta Altın Kelebek,Powerturk,Istanbul fm olmak üzere 40’ın üstünde ödül kazandırdı (en iyi çıkış yapan erkek,en iyi şarkı,en iyi beste,en iyi erkek şarkıcı,en iyi şarkı,en iyi video...)Bunlar da tabiki sizlerin oyları, desteği ve istekleriyle oldu tabi ki tekrar teşekkürler her birinize:):Smile)

Artık ilk hedef belirlenmiş, başarılmış ve ilk amacımıza ulaşmıştık:) Ama bizi bekleyen albüm her müzisyenin dizlerini titreten, kalbine korkular salan bir albümdü. 2.albüm:) Başarılı bir albüm sonrası tabi ki herkesdeki talepler de artıyor birşeyleri beğendirmek de zorlaşıyor:) Işte burada devreye Iskender Paydaş giriyor ve Isra Gülümser,Murat Cekem ve Tolga Kilic’inda ekibimize katılmasıyla hummalı bir çalışma dönemi başlıyor. 8 ay sonra Ozgün,Isra,Ozgün&Isra:)Iskender,Murat ve Ender imzalı şarkılardan oluşan “Nöbetçi Aşık” isimli 2. albümüm sizlere ulaşıyor:)Smile Gerçekten ilk albümdeki eksiklerimi tamamladığımı düşündüğüm ve her şeyden önce bir müzisyen olarak içime yüzde yüz sinen sizlere gönül rahatlığıyla dinletebileceğim bir albüm oldu.

Bu zorlu yol boyunca hep yanımda olan canım orkestra arkadaşlarıma , hep N1’de olsa da bizim ekibimize en son katılan canım Tülin’ime,artık kardeşimiz olan Zeki’ye ,elimiz kolumuz olan yardımcımız Raif Bey’e,tüm N1 Organizasyon ekibine , bu işin bence baş mimarlarından eski inşaat mühendisi abim Tolga Tezsevin’e, işin ilk başından beri desteğini ve inancını hiç kaybetmeyen başta Bülent Seyhan,Fuat Seyhan,Seyfi Yerlikaya kısacası yapımcımız Seyhan ailesine;tüm radyocu,televizyoncu,gazeteci arkadaşlarıma; beni seven herkese,çok değerli benim her şeyim olan Ozgün fan club üyelerine,bu güzel siteyi hazırlayan sevgili Eser ve ekibine,sitem için ilk günden bu güne çalışan Onura,Sms Net'e, hayatıma girip bende derin izler bırakıp şarkılarımın sebebi olmuş aşklara,ve tek varlığım canım aileme sonsuz sevgilerimle... bu albüm hepimizin... hepinizi çok seviyorum ÖZGÜN...
burcu admin
burcu admin
moderatör
moderatör

Mesaj Sayısı : 103
Kayıt tarihi : 01/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz